
RAYLAR KAVUŞMAZ
- Nihansu Serter
- 29 Haz
- 1 dakikada okunur
Kimsesiz bir garın
olmayan treni gibi geçtin içimden.
Ne sesin kaldı
ne gölgen —
sadece
gidişinin paslı uğultusu
şimdi kalbimin duvarlarında çınlıyor.
Boş vagonluydun.
Ama içi düş dolu.
Hiçbir adımı bilmeyen,
hiçbir anıya uğramayan,
sadece geçip gitmekten ibaret bir yolcusuz yolcu treniydin sen.
Durmadın hiçbir peronda,
bir tek benim içimde durakladın —
orada da sadece
bir ömrü yaktın.
Raylar...
kavuşmaz.
Kavuşamaz.
Aynı yöne bakan iki ayrı kader gibidir onlar.
Yan yanadır ama
hiçbir zaman
yan yana olamaz.
Tıpkı biz gibi.
Tıpkı ben gibi.
Tıpkı “biz” bile olamayan
o tarifsiz “hiç” gibi.
Ben’siz giden tren...
Hatta beni de
benliğimi de
bensizliğimi bile
silip süpüren o tren.
Bir anı bırakmadın ardında,
bir mendil bile sallamadın,
ama ben —
bir ömür boyu elimi havada tuttum kaldım.
Dünya,
cehennemin maviye boyanmış tekerleğiydi.
Ve o tekerlek,
her gece ruhuma sürtüne sürtüne
raylarda gıcırdıyordu.
Senin vedan,
canımın kıymıklarına
gülerek değiyordu.
Nasıl da zarifti gidişin;
nasıl da ölümcül.
Terk edilmek…
bir hâl değildi bende,
bir ölü doğum şekliydi.
Unutulmaksa —
her gece yeniden gömülmek.
Ve ben şimdi
kendimi bekliyorum.
O olmayan treni.
O hiç gelmeyecek vagonu.
Belki de hiç var olmamış seni.
Bazen
bir kadının varlığı,
sadece unutulmuşluğunun yankısıdır.
Ben işte o yankıyım.
Ben o boşluk.
Ben...
hiç uğramadığın
ama hep içinden geçtiğin
o eski, solgun garım.
Ve her gece,
gözlerimle ray döşüyorum
gelmeyecek birine.
Yüreğim,
kavuşamayan rayların arasına sıkışmış bir
bekleyiştir artık.
Sessiz,
kimsesiz
ve hep
yarım yamalak.
Sürükleniyor ruhum daima,
Acıyla, sızıyla, ıstırapla...
Kavuşamayan,
kavuşamayan,
kavuşamayan raylara…
— Nihansu Serter
Commentaires